Sonntag, 31. Juli 2011

tatil sonu buhranlari

eve geleli bi kac saat oldu. bir kahve. ikinci kahve. dördüncü sigara.
ve iste yine yasadigim evdeyim. eve girerken ki o tanidik evin kokusu. dolapta süt yok. sütsüz kahve berbat. tatilin fazlasi zarar. ücüncü haftanin ortalarinda bos bos gezmeye alisan bünye bir yandan alistigina tutunuyor, bir diger yandan tatilin sonunu hatirlatan beyin bünyeyle catisiyor. süt yok. kahve hala berbat süt olmazken.
eve ilk girdigimde yaptigim ilk is yarim saat boyunca yeni aldigim tabloya duvar begenmek oldu. begendim, astim. berbat sütsüz kahve elimde, duvara bakiyorum. tabloya. harem cariyelerine. süt memelerine cariyelerin. süt yok, kahve berbat.
hava alaninda tam ucaga binecekken cekip geri gitmeyi düsündüm. el kol bagli tabi. bok gidersin. sikiysa git. öyle dönmek isterdimki. kus gibi özgür.
pazartesi is var, bundan da beteri pazartesinden önce soguk bir pazar. bavulumu bosaltirken ki elime yapisacak kum taneleri var mesela. hala islak mayom var. ordan burdan aldigim ufak tefek seyler var. kokular var. kiyafetlere sinmis yasanmisliklar var. bavulumu oldugu gibi bassam cöpe.
ekmek yok. kahvalti yok. nakit yok. pazar günü acik olan bi firin yok. veresiye de yok.
tatil yorucuydu. o haliyle bile güzel.
tenim kara simdi, yakinda soyulurum.
aciktim. migdem cekildi.
ucakta arkamda ki veletlerin annesiyle tartistim.
kafvem soguk, sütsüz, tatsiz.
cariyelerin memeleri ise süt gibi.

Dienstag, 5. Juli 2011

küretaj hisler

bir kac yazi önce iyi biseylerin olmayisindan bahsetmistim. keske bir kez de hakli cikmasam. ya gercekten benim payima iyi biseyin kalmayisindan, ya da iyi biseyin olamayacagini ezberledigimden, her ne sebepten olursa olsun, olmuyor iste. kendim yazmiyorum hayat senaryomu. kendi degil her insan yasadiklarinin yazari, bunu artik iyice biliyorum.
her sey olabilirdi, iste ne oluyorsa tam da o herseyin mümkün oldugu anlarda oluyor. nasil bilemiyorum. sanki biri gelip, yazilmis bir mutlu ani karaliyor, son anda biseyler, birileri fikir degistiriyor ve son bildigimiz son. aci(k) son.

baslamadan biten seyler, alinmis cocuklar gibi, dogmadan ölen. küretaj olmak gibi. icinde kipirtilarini hissettigin, icinde dönüslerini ufak tefek bir umudun. sonra si yok. sonrasi küretaj olan hisler.

sonrasinda yasadigim ise, duygularimi aldirdiktan sonra ki buhran.

nasilmi...

birden gözlerim karardi ulu orta, bir binadan digerine giden uzun ince yolda gidiyordum. elimde kahve, digerinde sigaram, giris kartim. kahvemin birazini yere, birazini üzerime döktüm. sonra cöküp kaldim durdugum yere. asagi yukari yüz metre mesafede iki kisi bana dogru yürüyordu. oturdugum yerden kalkmaya calistim yavasca, kalktim, yine oturdum. iki kisi yaklasiyordu hala. onlar gelmeden kalkmaya calistim tekrar. bu sefer basardim. iki kisi yanimdan gectiler. sormadan iyi olup olmadigimi, öylece gectiler. kalktim. gittim.

hava cok sicakti. tramvay da tutamadim kendimi. biraktim. bayilmisim. gözümü actigimda benim inecegim duraga iki durak kalmisti. toparlandim. indim, yavas yavas eve yürüdüm.

öyle zavalli hissettim ki kendimi.
kendime acidim, bir dilenciye acir gibi.

sIk sIk umudunu küretaj olunca insan, acisi cabuk bitiyor ama icinde ki bosluk büyüyor.
bosum simdi. bombos.

Montag, 4. Juli 2011

hey hayat... baksana bi buraya

SIKILDIM anliyormusun SIKILDIM senden

sen agzima sicarken her seferinde afiyetle, ben kalkmaktan SIKILDIM

bana her kalkisimda umudu asiliyorken, ben düserken bana bakip siritmandan SIKILDIM

bana umut verme

umut verme bana !