Sonntag, 28. Februar 2010

KISIR

kazananilan hersey birsey kaybettiriyor
herseyi kazanamiyor insan
ama herseyi kaybedebiliyor
ne acimasiz bir denklem su hayat bazen
veriyor alacagini bile bile
ne yüzsüz ki istiyor güle oynaya eline biraktigini
sonra küsünce haylaz bir cocuk gibi, geri istiyor sevinclerini, sürprizlerini
kala kaliyorsun en dogal halinle
ya bizim hayata verdiklerimiz
onlari nasil alacagiz ayni hayattan






Dienstag, 23. Februar 2010

yine

bir gün daha gecti
bir gün daha böyle
bugünün dünden farki ne
yine kus tüyü yastiklarda, diken diken
yine elimden düsmeyen sigaram, hic sönmeyen
yine ben varim
yine O yok
yok

Montag, 22. Februar 2010

x2 mi yoksa /2 mi

ne güzel bir gündü bu böyle, bir pazar gününe yakisan her seyi yaptim diyebilirim
evimi toparladim, camasirlarimi yikadim, ütüledim, bir film izledim, biraz kitab okudum, aksam bir sarab icmeye ciktim Özlemle... bekar bir pazar...
simdi düsünüyorum da, eger single olmasaydim nasil gecerdi bu gün, ne gibi katkilari olurdu o ulasilmasi zor kisinin? ya da ne gibi götürüleri? ayagimin altinda dolasip beni ugraslarimdan alikoyarmiydi, yoksa sirinlikler yaparak mi beni yapilmasi gerekenlerden vazgecirirdi?
tembellige mi sürüklerdi beni varligiyla? yoksa planlarina tutkusundan kosturmacaya mi iterdi beni?
bu sorular var su an kafamda, bu güzel gün o kisinin varligi ile ikiye mi katlanirdi, yariya mi bölünürdü...
bu ev cok bakire
bunu degistirme zamani...
bu yazdan cok ümitliyim :)

Freitag, 19. Februar 2010

Terziydi Annem


elektirikli olaninda alamamisti o zamanlar
cünkü aza kanaat ettigimiz zamanlardi onlar
ayakli bir dikis makinesinde kazanirken ekmek parasini gün be gün
bana ne hos gelirdi cikardigi tikirtilar
aglarmis annem o zamanlar ama benim cocuk kafam algilayamamisti
makinenin cikardigi seslerin hickiriklari bastirdigini

terziydi annem
köy terzisi

gece calisirdi kücük ve soguk odada
ninemi, dedemi, o zamanlar ilk askini yasayan dayimi ve beni rahatsiz etmemek icin emek tikirtilariyla
iyi terziydi annem
köy terzisi

sifonlar, ipekler degerdi yorgun ellerine annemin
üzerinde basma entarisiyle dikis dikerken
ama ipek gibiydi annem
eli, yüzü ipek
yüregi ipek
entarisi basmaydi
ama has ipekti annem

kücük köyün dul terzisiydi annem
benim icin sadece annemdi ve bilemiyordum o zamanlar dul kelimesinin anlamini
ve anlayamiyordum anneme neden bu adi taktiklarini
anlamiyordu cocuk kafam annemin hüznünü, feryadini susarken
susardi annem, gerekmedikce konusmazdi da
kelimelerini biriktirirmis meger
oysa konusmaktan hoslanmiyor sanirdim ona bakarken

cirkin ve bazen sisman kadinlar gelirdi dikis icin
ve cekilen emegin aksine hic mi hic yakismazdi cirkin kadinlara annemin diktikleri
"ama bu istedigim gibi olmamis, iyi dikememissin" dediginde o kadinlardan biri anneme
arada kacamak bir gülüs atardi bana annem somyanin kenarinda otururken
ve cocuk kafamla bile anlardim kusurun emekte degilde kadinlarin obez ve bicimsiz vücutlarinda oldugunu
susardik annemle
ama gözlerimiz kahkahalar atardi gizliden

ben cocuktum o zamanlar
simdi annemin sayisini bilmedigim kadar cok dikis makinesi var,
elektrikli olanlarindan
ama bunlarin sesleri bi garip, tikirdamiyorlar
cok sevinecek yarin ona bir eskiciden bulup aldigim antika ayakli disik makinesini hediye ettigimde

ipek gibiydi annem
alli, morlu
ve masallar anlatirdi bana gizli bahcelerden
beraber uyurken kalp atislarini dinlerdim annemin
bir nefes araligi digerinden daha uzun sürdüyse,
avucunun icinde tuttugu kücük elimi kimildatirdim
daha siki sarilirdi o zaman bana annem

terziydi annem
köy terzisi

Matematiksel Anlamimiz

Senmisin celiskili, 2lemli
Yoksa benmiyim 0 olan
2mizin toplami 5 para etmiyordu zaten
Hic 2miz oldukmu bilmiyorum
0dan fazlasini olamadik
Ya sen 1din ben 0
Ya ben 1 sen 0
Yada 2mizde 0dik
2mizin ne toplami nede carpimi 1 etti
Ne 1beden olabildik, nede 1fikir
Topladim, carptim, böldüm
Seni benden, beni senden cikardim
Eksildikama ben zaten eksikdim
Battik ca battik
0 hangimiz isek ne toplanilir, nede carpiliriz
Ne 1, ne 2, nede 1+ 1 = 3 oluruz
Ben 1e raziyken sen 0 olmadin 1imiz icin
1 olmanin yükünü göze almistim
Hatta sen 1 olsaydin ben eksiltebilirdim kendimi
Beraber 1 olalim diye
Matematiksel bir anlamimiz bile olmuyor görüyorsun
Sen neysen o kal, ben artik kendimi dogal sayilarla toplamak istiyorum

-Bana Yolculuklar-

Bu gün bir yolculuga cikalim seninle
Bana dogru, en iyi bildigim yol bu
Gezinmek istermisin bahcelerim de
Susayinca, icersin ruhum dan dolu dolu

Daglarima cikmaya solugun yeter mi bilmem
Yorulursan dinlenirsin lavanta tarlalarim da
Hava bozarsa, gögüm kararirsa aniden
Sariliriz zeytin agaclarimin altinda

Umudumun ormani, bak ucurumumun arkasinda
Incitmeden basabileceksen ayagini topragima
Ve, üzerine basmadan gecebileceksen son yapragina öksüz yoncalarimin
Sana da bir fidan adarim, yetismemis olanlarin yaninda

Kavsaklarima cikmayalim, sehrim karanlik
Sokaklarim dardir, gecemeyebilirsin
Yikik evlerimin önünden gecerken, bir anda
Ürküp, digerleri gibi, geri dönebilirsin

Düz yollarin avaresiysen sen de
Cikmaz sokaklarim da kaybolabilirsin

Denizi mi görmeden tepenin ardinda
Yorulup ben den vazgecebilirsin...

Donnerstag, 18. Februar 2010

yilin ilk pembe gün batimi


bugün aylardan sonra yine gökyüzü kendini pembelere bürüdü
GÜNES cikti bir ara ve ben elimde bir sigara günese selam verdim
nerelerdeydin dedim, ne kadar özlettin kendini, neden hic ugramadin, oysa arayi acmayalim demistim ona, GÜNEse
bir sigara süresi yani benim tiryakilik derecemde (ha bir de is yerinde oldugumdan icinde bulundugum zaman baskisini faktörünü de hesaba kattigimda) 3 dakika kisa geldi, bir sigara daha yaktim...
CEMRE mi düstü acaba topraga...
CEMRE, ne hos bir sözcük, cocukken merak ederdim Cemreyi... EMRE adini animsattigindanmidir bilmem ama CEMRE yi bir oglan cocugu sanmistim yillarca :) ve icten ice endiselenirdim, düstügünde bir yerini kirmismidir diye oglan cocugu CEMRE...
CEMRE, mavi gözlü, sarisin oglan cocugu, sarisin cünkü altin sarisi saclari GÜNESti onun, o düserdi ama bahar gelirdi, onun cani yanardi ama ben isinirdim...
"Oglum olursa adini..." diye baslayan cümleler kurmayi sevmem AMA :)))) oglum olursa bir gün ki, KADER kismet acisindan sansim pek yaver gitmesede, biyolojik acidan yumurtalarim gayet saglikli(ymis, dokturumun yalancisiyim), adini CEMRE bile koyabilirim :)))
son cümle karisti biraz, ama hayali bile güzel CEMREnin...
hayalimde ki CEMREye benzeyen oglan cocugu ise, bir cok evin duvarinda asili duran, insanin baktiginda icini parcalayan, ve hep aglayan bir de ismi de zaten "aglayan cocuk" olan talihsiz cocuktur, sol yukarida göründügü gibi
bu tablonun duvarlarda asili durmasina anlam veremezken bir bakmisim benim blogumda... büyük konusmamak gerek dimi ama :))

yesilcam agziyla "CEMREEEE Nogluuuummm" der ve cikarim!

Dienstag, 16. Februar 2010

ÖLÜM

ölmek mi zor
öldügünü bilmek mi
öleni özlemek mi zor
ardinda kalanlari gözlemek mi

öyle de zor
böyle de zor

ölüm zor be
her haliyle zor

ölen ol
öleni seven ol
ölmeyen, kalan ol

ölüm zor!

Freitag, 12. Februar 2010

O AN

O an gelir
Ve ceker yalnizlik perdelerini gecelerime
Umudun isigi sizamaz olur icerilere
Ne gücüm vardir karsi koyacak, ne de takatim silkinmeye
Sebebini anladigim takintilarimla basbasa
Ve artik severek garip yanlarimi
Otururum en tenha kösesinde hayatin
Iskenceden cikmis yüregim vardir titrek elimde
Sorgum coktan bitmistir ama sorularim vardir hala ceplerimde
Cevap verememisimdir kirik kalbime
O an gelir
O an her gece
Ve ben gitmek isterim

Dienstag, 9. Februar 2010

kabullenmek

kabul etmek ne zor seydir
hele de kabullenmemek icin caba sarfedilmisse, ve yine de yenik düsülmüsse
elden gelen yapilmis ama degistirmeye güc yetmemisse
sessizce kabul etmek vardir ki, o en üzücüsü,
cünkü yenilgi artik gerceklik olmus ve icindeki rebel de susmustur artik
yakmiyor, yikmiyorsundur ortaligi, kabullenmek istemeyen diger yanin da artik kabullenmeye baslamistir
kabullenememek ise, eger yenilgi kacinilmaz olmussa,
kabullenmekten önceki kavrayamama dönemidir, saskinliktir,
akil almak istemez gördügünü, göz inanmak istemez, bir yalan olsun der insan icten ice
bir kabus olsun bunlar, uyanayim diger gercege...
zordur kabullenmek

Montag, 8. Februar 2010

yazmak istedigim kelimeler henüz dogmamis gibi
sanki yetersiz kalacak mevcut olanlar
mutluluk la mutsuzluk yetersiz kaliyor anlatmaya, bu ikisinin öyle ara tonlari, öyle minörleri majörleri var ki, integralleri, türevleri, limitleri ve sinirsizliklari
koydum boslugu bir pazar gününe ve limitini cikardim umudun...
oturdum simdi gauss'un cani-nin en tepesine ve izliyorum yukardan asagidaki zaman skalasinda ki normal-dagilimli kafalari
ya ben cok yüksekteyim, ya da onlar cok düzlükte
herneyse migdem bulaniyor yine
dagittim galiba kendimi
ortaladim, ortalandim ama hala ortasini bulamadim



Mittwoch, 3. Februar 2010

nasil yani...

bugün düsündüm de...
bugünlük hersey yolunda
hersey olmasi gerektigi gibi
ne mektubum var okunacak,
ne faturam yatirilacak
ne evde isim yapilacak,
ne kasim alinacak,
ne sacim boyanacak
bu-gün
garip
1
gün