Montag, 28. Juni 2010

Gece-Kondu...

Bugün vardi, yarin yoktu
Biri yapti, digeri bozdu
Carpik curpuk, yalan dolan
Sevdalar da gece-kondu...

Donnerstag, 17. Juni 2010

sorular sorular sorular

mümkünmü yenilenmek
arinmak bildiklerin ve gördüklerinden
yeniden dogmak mümkünmü
mümkünmü temizlenmek

hic olmamiscasina yok olmak mümkünmü
mümkünmü ardinda islak gözler birakmadan gitmek
sessizce, usul usul
sonsuzluga ermek mümkünmü

mümkünmü vazgecmek candan
ne kadar aciyla dolu olsan bile
kani akitmak, teni sogutmak
hayatta kalmaya kodlu bu basi taslara vurmak mümkünmü

Sonntag, 13. Juni 2010

Sans ve Sayilar

hayat ikinci bir sans vermez insana.
birincisini hic yasamamis olmak gerek.
zira, sansla karsilasilan anin da farkinda olmaz insan.
bu benim sansim demez, bilmez.
hal bu iken, nasil tutarsin sansin iplerindne sIkI sIkI. nasil gecirirsin tirnaklarini etine?
nasil anlasilir, o anin, O AN oldugu? neye benzer, ne hissettirir?
ve nasil bilir insan hayatinda ki o tek anin gecip gecmedigini, ki gecmis ise beklemesin bosuna. her firsati büyük sansi bilmesin, her kapiyi calmasin. yeyip bitirmesin kendini.

benim öyle bir anim oldumu, bilmiyorum. söyle bir düsündüm de, ne gibi büyük anlar vardi hayatimda diye. bir sey bulamadim, kil payi kazanilmis yorgun zaferlerden baska. kazandim belki ama cogalmadim. sanki hep bir avuc kaldim.

hayat okulu gibi dillere tatsiz bir sakiz olmus bu deyimi kullanmak istemezdim...
ama, eger hayat bize not verecek olursa, kac olurdu notum acaba. neye göre ölcerdi bizi hayat?

gösterdigin cabalarin toplamini, elde ettiklerinin yüzdesiyle carpip, hayal kirikliklarini cikarip mutlulugu eklersen... ve cikan rakami, eskimis ruhunun birden kücük parametresiyle carptiginda, ne kalir geriye koca bir sifirdan baska...

sayilarla aram hic iyi degildir zaten... bol sifirlilarla hele...
tek kisiyim, bir isim var, bir dairem, bir annem, bir kardesim, bir kac dostum, bir kac sarkim, oraya buraya karaladigim bir kac önemsiz yazim, birden kücük umudum...

bir de hic olmamislar...


Dienstag, 8. Juni 2010

lanet

yanlis yollarin yorgunlugu var simdi üzerimde
birer birer itinayla secilmisler
en hüzünlü cizgilerini cekmisler yüzüme
yanlis secimler

geri vitesi olmayan su hayat
damla damla akitirken zehrini icime
dolduruyor duvarlarimi icimdeki hapis zaman attigi cizgilerle
bir gün daha
lanet bir gün daha diye

simdi neresinden baslasam gec kaldigim hayata
nerede bulsam kendimi
neresini tutsam, cevirsem de girsem iceri
nerede benim icin düsünülmüs yasamin kapisi

bir gün daha gecti icimde maphus
bir gün daha bana varamadan
dünü degistiremeden
bugünden mutsuz
yarindan umutsuz
lanet bir gün daha...