Sonntag, 12. Dezember 2010

o daha cok kücük cok yabanci hayata, hatta hayata dair hic bir sey bilmiyor. o benim uykularimi bölüyor, icimi dagliyor, beni acitiyor. elim dilim tutuldu. son 3 ayda iki kasin arasinda ki o iki cizgi iyice derinlesti. yüzüme bakmiyor, bakamiyor belki, bir baksa tasacagim belki. her gecen gün batarken o farketmeden, ben ölüyorum sanki yavas yavas. ne agirliklar yükleniyor bilmeden kücük cocugum. kiziyorum, ifade edemiyorum. seviyorum ama artik gösteremiyorum, uzak benden, bizden, kendinden, hayattan. herseyden uzak. bos bos bakiyor artik gözleri. bütün acilarini yüklenmek istiyorum onun adina. kiyamiyorum. birsey yapamiyorum, kilitlendim. bütün dogru bildiklerim silindi sanki. ona birsey veremiyorum.

eski resimlerine bakip, yillari geri getirmek istiyorum.
hatirliyormusun, elinden tutup seni ilk okul gününe götürmüstüm. sen de bana "abla, okul zormu" demistin. "hayir, sen cok akilli bir kizsin, sana cok kolay gelecek" demistim. o güne geri gidelim ne olur. ne benim kaslarimin arasinda ki cizgiler bu kadar derin, ne de senin omuzlarinda bi yük vardi. o günün pariltisini gözlerinde bir daha göremedim. nedir seni bu kadar cabuk tüketen. bu kadar cekilmez ne var di hayatinda. düsündügün kadar zor degil hersey. hem sen hala akilli bir kizsin benim icin.

sen kücükken odama gizlice girmeni istemezdim.
hadi gel simdi, gizlice gir yine odama
saklan yorganin altina
bütün esyalarimi karistir
topuklu ayakkablarimi giy gizlice
makyaj malzemelerimle resim yap hadi
hadi
hadi
haki gel artik

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen