Dienstag, 27. November 2012

.

terk edildikten sonra gelen devrelerin hangisindeyim bilemiyorum. sanki o ilk cümlendeyim hala, üzerinden 3 hafta gecmis olmasina ragmen. o ilk kelimeler, cekingen, dikkatli, o felaketin habercisi ilk cümle. iyimiyim bilmiyorum, sadece her dakika aglamiyorum o kadar. ama aklimin her kösesindesin, her an. durmaksizin.
gün gectikce eskiyoruz farkindamisin. her gün eskin olmak biraz daha gercek oluyor. benden bahsederken eski sevgilim mi diyorsun? öyle deme ne olur. ben de demiyorum, diyemiyorum. 'O' diyorum. eskime istiyorum.
bu aksam yine sogukta uzun uzun yürüdüm. sokaklar da seni mi ariyorum acaba kendime bile itiraf etmeden. belki. karsilasiriz. diye mi.
bu sehiri sevmiyorum artik. bu sehiri ilk seninle sevmistim. her kösesini gezmeseydik keske, her sokakta yürümeseydik, her vitrinin, her cafenin önünde öpmeseydin beni keske. elimi öyle hic birakmayacakmis gibi tutmasaydin bu sehrin sokaklarinda. simdi elim yumruk yürürken. elim bos.

cok üsüdüm bugün.

merak icindeyim, nasil geciyo bensiz günlerin. adimi öncelikler listenden silmekle amacladigin refaha kavustun mu? yalnizken hep yapmak istediklerini yapiyormusun simdi? uzun ve alengirli cümleler kuruyormusun baska kadinlara, onlar da benim gibi eriyorlar mi karsinda? kiskaniyorum seni baska bir kadin olmasa bile. seni yalnizligindan bile kiskaniyorum.

alismaya basladim ufaktan. senden mesaj almamaya, bana gün arasi beni özledigini söylemeyisine, aksam planlari yapmamamiza, eve gelmeyisine, kapiyi calmayisina, uyandigimda bana sariliyo olmayisina alistim. alismaktan korkuyorum. eskimekten de. özlemiyormusun beni? hic mi?

cok zayifladim senden sonra. icim de, disim da zayifladi.

yapmam gerekenleri yapiyorum. kendimi günlük hayatin sorumluluklarindan soyutlamadim, sadece seni cok özlüyorum.

sesini özledim, bana masal anlatmani. kulagimin arkasiyla ensem arasinda ki o kisa mesafe öksüz kaldi.
hic mi özlemedin?


Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen