Sonntag, 25. November 2012

PRIVAT

Bugün "Privat" isimli bir sergiye gittim, gördügüm en ilginc sergiydi diyebilirim. Adindan da belli oldugu gibi Özel olanlardan bahsediliyordu. Özel yazilar, özel anlar, özel video kayitlari, özel esyalar. Bazilari anonym, bazilari kisilerin isimleriyle sergilenmis özel anlar. Gecen yüzyilin ortalarinda basladi özel anlari dört duvarin disina tasimalar ve bu hareket yeni dünyanin hizli gelisen teknolojisiyle de devam etti.

Her ani akilli telefonlarin kameralariyla resmeden, bir sosyal sitenin "su an ne yapiyorsun" sorusuna cevap veren, insanlari trende otobüste uyurken resmeden, voyeurismi dibine kadar yasayan ve passiv olarak bile olsa baskalarinin ekledigi insanlarin utanc anlarini gösteren fotograflari / videolari kahkalarla veya zaman zaman tiksinerek bile olsa izleyen bir toplum olustu.

Sergiyi dolasirken zaman zaman gülümsedim, garipsedim ama en cok tiksindim. Benimle beraber sergide bulunan insanlar aklima ne kadar da "bu sergi göstermek icin var" dese de, kendimi izinsiz girdigim bir ev de gibi hissettim. Sanki her an biri gelip te "ne yapiyorsunuz burada, burasi benim özelim" diyecekmis gibi garip ve tedirgindim.

Resimler, günlükler, ani defterleri, ic camasirlari bir yana beni en cok gariplestiren bir ciftin gönüllü olarak cocuklarinin dogumunu iceren videoyu sergiye vermis olmalariydi. O kadar özel! Video sansürsüz dü. Kanli, sancili ve herseyden önce gercekti! Yanim da oturan yabancilar la beraber bir kadinin dogumunu izledik, ne garip bi sey. Bu izledigim bir belgesel degil di, bu gercek hayatti.

Bir an gözlerim karardi, basim döndü ve yere cöktüm. Kimse orali olmadi, beklemedim de zaten. Herkes o kadar dalmisti ki baska hayatlara yere oturdugumun bile farkinda degil di kimsecikler.
Video odasindan disari ciktigimda tanimadigim insanlarin özel hayatlarinin beni daralttigini hissettim. Hic bir resme bakmamaya gayret göstererek disari ciktim. Nefes aldim.

Taviseye edilecek kadar ilginc bir sergiydi fakat bana fazla geldi. Kim nasil yasiyor bilmek istemem.
Simdi kendi dört duvarimdayim. Bu his cok güzel.

1 Kommentar:

  1. şu anki sanal hayatımızın birkaç adım sonrası belki, belki ta kendisi hatta. Durum güncellemelerinin, fotoğraflarının kimlerde nerelerde olduğundan kimin haberi var ki? Herkes birer mikro-ünlü adeta :)

    Neyseki dört duvarımız hala bizim, gerçi birtakım karanlık güçler oraya da girmenin peşinde ama neyse...

    AntwortenLöschen