Freitag, 20. August 2010

bekleme salonu

hava alani bekleme salonlari bekleyenleri 3 guruba ayrilirlar

1) tatilciler
bu gurup maximum yük miktarini asan bavullarla gelirler ve bavula sigmayan arac gereclerini (su yatagi, surf, vs vs) ellerinde tasirlar. yüzlerinde bir heyecan, tatile gitmenin verdigi bir haz ve havaalani procedürlerinden henüz bezmemis gülümseyen bir ifade vardir. bu ifade eger tatilden dönülüyorsa degisiktir: bezgin ve yorgundurlar, tatili düsünen melankolik bir "ayyy ne kadar güzeldir, ne cabuk bitti, yarin is basi ööfff"-ifadesi diyorum ben ona...

2) is yolculari
ben de bu guruba ait olaraktan derim ki, biz biktik artik! sanki evi barki yokmus gibi aylarini otel odalarinda geciren, hava alanlari görmek istedikleri son yer olan, bekleme salonlarina gelemeyen, tatilcilerden nefret eden, bir an önce olsun bitsin evime gideyim diyen, maximum yük sinirinin altinda bavullarla seyahat eden, beklerken ya is yerine baglanip son bir mail atayim ya da yan taraftaki heyecanli turistlere bakip "susun da uyuyayim" diyen, asik suratli yaratiklariz.

3) uzun mesafe sevgilileri
bunlar iliskilerinin devami ugruna iki haftada bir yolcugulu göze almis ve benim gözümde romantik aptallardir... bu son tabirim benim dünyanin öbür ucunda bile beni bekleyen bir sevgilim olmayisindadir belki :) ve ya mutlu bakarlar, ya da üzgün bu ise yolculugun sonunda varacaklari yere bagli, sevgilinin kollari ya da bos bir ev...

neyse ucagim kalkmak üzere...



Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen