elma benim icin meyvelerin hasidir, neden diyeceksiniz: ben kücükken dedem yaz sonuna dogru bir sandik elma alirdi bana, koccaa bir sandik. benekli kepek elmalarindan bir de bildigimiz kirmizi elmalardan. elma dayaniklidir soguga ve kis aylarinin meyvelerini her zaman alamadigimiz icin ve bende o zamanlar bile meyve canavari oldugumdan sandik sandik elma tasirdi dedem eve. ucuzdu, lezzetliydi, dayanikliydi elma. simdi o sonradan gördügüm tanidigim ve de severek yedigim exotikler ne kadar hos olsalar da, günde bir iki elma yemeden doymuyorum. elma saftir, elma saglamdir, elma sagliklidir... günde bir elma doktoru evden uzak tutar diye bosa dememisler ecnebiler... ha bir de elma güzellestirir... elma yanakli derler köylerimizde güzel kizlari tarifen... al al, diri diri yanaklar... su aralar ne kadarda yanaklarimi kücültmeye ugrassam da, elma gibi kalsinlar isterim, cilli / benekli elma... ve ne zaman kirmizi bir elma görsem, köyde ki komsu kizinin al yanaklari aklima gelir... gerci onun yanaklari cok kirmiziydi, garipti bile diyebilirim... kirmizi bir elmayi isirdigimda, kirmizi bir su akacak sanirdim kücükken ve kirmizi elmalari her yedigimde "bu sefer kirmizi elma suyu akacak" diye umud ederdim... elma suyu seffafti hep, hic kirmizi akmadi... simdi bile o oyunu oynarim... cocukluk oyunumu... bile bile kirmizi bir elma suyunun olmayacagini, her yeni kirmizi elma bir heyecan verir benim cocuk kalbime...
bir de annemin temizlik ilaclarini uzun ince bir sisede karistirdigimda duman cikacagini sanirdim... temizlik ilaclari kisa süre icinde bittiginde ise, anneme hesap vermek zorunda kalirdim... ve tabii ki banyo kapisini kapayarak yapardim bunu :)
yazasim geldi yazdim
nokta.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen