Mittwoch, 25. Mai 2011

CAGRI

pek bir tatsiz, pek bir tuzsuz, pek bir bana-dokunmayinim bu aralar.
icimde ki sIkIntIlarI birseylere yormaya firsat birakmadan gayet acik ve net yorumlaniyor hersey.

yildiz falim "ufak tefek miktarlar da büssürü para gececek eline" derken, hayat bana hic de öyle mütevazi olmayan bi rakam dayadi mesela bugün.

sabah o mesud eden mektupla uyandim.
actim
okudum
bi sigara yaktim
sonra ardinan bi daha
bi daha daha
anladim, kacari yok

mektup posta kutusundan cikti bi kere... devlet te onlardan yana, hukuk ta...

is yerin de ki performansi mi ölcecek olsa patron, aninda kendimi minik bir kartona iki üc parca ofis alet edevati ni toplarken bulurum. bunu bilerek calismak ise azab, bildigin iskence.
ekran da takipte ki bloglarimi okurken görünmek bile tedirgin etmez bir haldeyim.

evet bikkinim hayatim dan, yukari de ki paragraflarin suyu sIkIldIgInda geriye kalan bu.

BIKKINLIK

ne yapsam gecer diye düsündüm ve bu düsüncenin bir sonuca varamayacagini anladim. cünkü zaten bir zamanlar yapmaktan zevk aldigim seyler bile bayiyor.

BAYGINLIK

bayginlik demisken, bu gün erken cikabilmek icin, dünyanin gelmis gecmis en aptal ve ucuz yalanini (basim ve ya karnim agriyor) uydursam mi diye düsündüm. biraza daha inandirici olsun diye, ufak bir bayginlik oynamak bile gecti aklimdan.

AZMIM NEREDE



nereye kactiysaniz CALISKANLIK, ey AZIM, ey HAZ, ey ne bilim ne.

beni duyuyorsaniz, EVETe gidin!




Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen